Atandığım
günden beri arşivdeyim resmen. İlk zamanlar amacın bana arşiv tozu yutturup bi
nevi ezmek olmasını bilmemden ötürü çok kızgındım. Dosya hakkında fikrim yok
ama hepsini incelemek zorundayım. Tozlu, böcekli, kokmuş çirkin dosyalar. İlk
olarak içeriğini bilmediğimden dış kaplarını değiştirerek başladım işe. O kadar
yoruluyordum ki o dönem anlatamam. Sadece beden yorgunluğu değil aynı zamanda
ruhsal anlamda da yoruluyordum. Psikolojik olarak baskı altında hissediyordum.
Çünkü işi verenimle aynı odada çalışıyoruz ve alaylı bi tebessümle sürekli
gözleri benim üstümdeydi. Eve gidince tek yaptığım yemek yiyip yatmak oluyordu.
Düşünüyorum
da “buraların patronu benim ayağını denk al” tavırlarına gerek yok ya. Daha 22
yaşında istekli, azimli, hiç kimse kendinden bişey beklemezken bi anda memur
olabilmenin gururunu yaşıyorken ne gerek var hevesini kırmaya, baskı altına
almaya, gururunu kırmaya. Bi bırak sevincini yaşasın, çalışmaya alışsın, baştan
göz korkutmaya çalışmak niye?
Tabi burada bütün suçu bay x’e atmak doğru olmaz. Bende doğru
davranışlarda bulunamadım, rahat olamadım, açık olamadım, doğru ifade edemedim,
kendimi fark edemedim. Yanlışlarımın yanlış olduğunu fark ettiğimde herşey için
çok geçti. Evet, şu an bay x’le iyi anlaşıyoruz ama burası beni ruhsal açıdan
çok yoruyor. İşte bu yüzden İstanbul’a gidecek olmam korkutmuyor beni. Yeni başlangıç iyi
gelecek inanıyorum buna..
![]() |
benim değişim öncesi sonrası dosyalarım |
![]() |
penceremden görünen |
![]() |
bırakıp gideceğim yer burası olsada |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder